Son birkaç gündür açıkçası çocuklarla uğraşmak dışında pek fazla bir şey yapmıyorum/yapamıyorum. 2 hafta oldu ve şimdiden baya bi yordular kafamı. Burada bahsetmeyeceğim bir takım olaylar da ardarda gelerek canımı sıktı ve pek bir keyfim kalmadı açıkçası. Şu aralar kafamda düşündüğüm tek şey buradan uzaklaşmak. Kaçmak değil bu ve korktuğum bir durum yok. Yine kafam düşüncelerle, soru işaretleriyle, bir takım hayal kırıklıklarıyla çok fazla ilgilenir oldu. Depresif moda girmemek için attığım taklalar pek bir işe yaramıyor ve bana neyin en iyi geldiğini biliyorum. Yeni yerler, yeni umutlar, yeni yüzler ve yeni yerler. Bu maymun iştahı iyi değil biliyorum, ölene kadar seyahat etsem de yeni yerler ve diğer yeni şeyler her zaman olacak ama çok iyi biliyorum ki “yeni” kavramı bir süre sonra canımı sıkacak ve “eski”leri arıyor olacam. Gerçek anlamda başarmam gereken şey ise “yeni” ile “eski” arasında bir köprü kurabilmek ve hayatımı bunun üzerine taşımak.

Eve UPS almak için “çin pazarı” bir elektronik çarşısına gittik. Daha önceden duyduğum kadarıyla Dünya’nın en ucuz elektronikleri Nepal’deymiş fakat külliyen yalan. Daha bile pahalı denebilir. Özellikle almayı umduğum bir Ultrabook laptop fiyatlarına baktım ve TR’den 50-100 lira kadar ucuz. Çok ucuz olan şeyler ise abik gubik 3-5$’lık çin malları. Bunları da dx sitesinden daha ucuza temin edebilirsiniz zaten. Kısacası başta çok ucuzmuş gibi görünen herşeyin fiyatının gayet de pahalı olduğunu gördüm. Iphone ve Samsung Galaxy fiyatları da keza aynı şekilde TR ile kafa kafaya gibi. Kıssadan hisse, elektronik olayı burda yalan.

Nepal’in bir başka güzel yeri olduğu söylenen Pokhara’ya gitmeyi düşünüyorum. Sanırım yarın gerekli bilgileri alıp bir kaç gün içinde yola çıkabilirim. Uzak sayılmaz, 5-6 saatlik bir otobüs yolculuğu. Nasıl bir yer olduğu hakkında hiç bir fikrim yok, genel görüş güzel olduğu yönünde. Şu anda bunları yazarken verdiğim bir karar bu ve daha nasıl bir yer olduğu konusunda araştırma bile yapmadım, sadece güzel bir yer diye duydum. 1 hafta kadar oralarda olabilirim yada belki biraz daha fazla. Sanırım insan ne kadar göçebe bir hayat tarzını seçerse seçsin arada bir turistik şeyleri de görmek istiyor. Çünkü çok basit, adeta embesillerin anlayabileceği şekilde sergileniyor ve ben de bu aralar kendimi embesil gibi hissettiğimden böyle bir şey istemeye başladım sanırım.

Fotoğrafta göründüğü gibi olmasını umuyorum
po1

Pokhara-Phew-Tal-3_940_529_80_s_c1

 

İstanbul’a dönüş tahmin ettiğimden daha kısa bir süre içinde olacak. Özel sebeplerden diyelim geçelim. Ancak bu İstanbul’a tatil için dönüşüm olacak. Dünya kupasını arkadaşlarımla izleyip tekrar yola çıkıyor olacam ve bu sefer nereye gideceğim konusunda henüz bir karara varabilmiş değilim. Plan demeyelim ama aklımda yapmayı istediğim bir kaç yolculuk var. Belki bunlardan birini yapabilirim yada her zaman olduğu gibi son dakika golüyle tamamen alakasız saçma sapan bir yere sapabilirim.

Yapmayı istediğim yolculuklardan biri İspanya.
The Way isimli filmi izlediğimden beri, filme konu olan “El Camino de Santiago” yu yapmak istiyorum. 800km’lik bir hac yolu ve İspanya’nın kuzey kıyısı boyunca doğu’dan batı’ya doğru gidiyor. Filmi izlemenizi tavsiye ederim. Camino-to-Santiago

way

Başka bir yolculuk ise El Camino’dan çok daha uzun süredir aklımda olan “Trans-Sibirya Ekspresi”.
Moskova’dan başlayıp Pasifik Okyanu’suna ve hatta seçtiğiniz rotaya göre Moğolistan üzerinden Çin’e kadar giden 10.000km’den uzun yaklaşık 10-12 gün süren bir tren yolculuğu. Tabiki ben de Moğolistan ve Çin’i düşünüyorum. Aynı zamanda Dünya’nın en uzun tren yolu. Kimilerine göre hiç tavsiye edilmeyen ve çok zor ve pis bir yolculuk, kimilerine göre ise Dünya’nın en güzel rotalarından biri. Ben tavsiye edilmemesinden etkilendiğim için yapmayı düşünüyorum.

url
travs
Ve Interrail
Son olarak ilk göz ağrım olan, 2008 yılında yaparak Türkiye dışına ilk defa adım attığım Interrail ile Avrupa seyahati. 6 sene önce yaptığım 23 günlük geziden o kadar çok keyif almıştım ki dönerken neredeyse ağlayacaktım. Şimdi ise zaman sınırlamam olmaksızın yapabilirim bunu ancak bu sefer de maddi olarak o zamanki kadar rahat olamayacam tabiki. Çok da umrumda değil açıkçası, yine tadını çıkarabileceğime eminim.

url

Yarın çocukların final haftasının son günü ve tatile giriyorlar ve artık günün her saati başımda olacaklar.Haliyle pek rahat bırakmayacaklar beni. Her gün onları okula bıraktıktan sonra çıkıp Kathmandu’yu biraz dolaşmak istiyorum ama o kadar miskinlik ve bıkkınlık var ki sadece eve gidip yatıp uyuyasım geliyor. Biraz silkelenmem ve kendime gelmem lazım.

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.