Çok eğlenceli geçen bir akşamın ertesi sabahında tamamen dinlenmiş ve rahat bir uyku çekmiş olarak uyandım. Benim Alman ve İsviçreli elemanlar halen uyurken ben restorana gitmek için yataktan fırladım. Bu arada yataklar biraz ufak olsa da gayet rahat, gece sallantı ve tıngır mıngır tren sesi şahsen bende ninni etkisi yaptı ve gayet mutlu mesut uyudum.

Resotran yine Rizeli Suat abi ve saz ekibi tarafından domine edilmişti. Acıkmıştım ama daha girer girmez başlayan muhabbet neticesinde öğlen 2’ye kadar yemek yemeyi unutmuşum. Bir yandan İranlıların kolunun  tavla veriyorum, bir yandan muhteşem kar ve dağ manzaralarını izliyorum, bir yandan şarap ve bira…Evet aç karnına güzel oluyormuş :)
Bolca Kar  Bolca Kar  Bolca Kar Bolca Kar

 

Gün boyunca İranlılardan ve Hindistana gitmiş olanlardan tavsiye yer mekan bilgileri aldım. İran’da dev bir sürahi(6 kişilik) çayın 1 lira, nargileninde 2 lira olduğunu bilmek huzur verici :) Aramızda Bob Marley kıvamında relax bir arkadaş var, kendisi Mikail oluyor, Hindistanda fizik okumuş ve uzun süre orda kalmış. Tipine bakınca zaten gevşekliğinin sınır tanımıyor olması çok aşikar. En son 50+ yaşındaki bir Alman hatunu baştan çıkarma dansları yapıyordu. Yürü be Mikail!

Italyan bacımız Maria Irene halen İran sınırında ona vize verileceği konusunda ısrarcı fakat kendisine Van’da inip bir şekilde uçak bulmasını öneriyoruz ancak arkadaş maceracı ruh olayını biraz aşmaya çalışıyor anladığım kadarıyla. Sınırda geri döndürülmesi söz konusu ama nereye geri döndürüleceği muamma çünkü cidden İran sınırında hiçbirşey yok. Ankarada’ki İran elçiliğini aradım ve onlar da sınırda vize almanın zor olduğunu ve alsa bile  ancak 72 saatte alabileceğini söylediler. Dolayısıyla tüm bu zaman boyunca bomboş bir salonda beklemek durumunda kalabilir. Neyse, biz uyardık :)

Akşama doğru Tatvan’a vardık ve iskeleden bizi Van’a götürecek olan vapura bindik. Vapur da ayrı bir eğlenceliydi yine. Burada tren’in diğer kompartımanlarında kalan ve aralarında Faik abiyi en başa koyacağım birçok yeni insanla IMG_1170tanıştım. Faik abi, 40-45 yaşlarında felaket sıcak kanlı ve tur rehberliği yapan süper bi adam. Çok derin uzun uzun muhabbete daldık, kendi kafamda olan gezginlerle böyle uzun muhabbetlere girmenin, verdiğim bu yolculuk kararını iyice desteklediğini hissediyorum. Faik abinin de benim gibi bir dünya seyahati planı var. Fakat kendisi 2016 yılında bunu tek başına yat ile yapmayı planlıyor. Konuştuk anlaştık, bana varacağı kara noktalarını önceden söyleyecek ben de orada bekleyecem :) 10 sene sonra bende bu adam kadar dirençli ve enerjik olabilirsem ne mutlu bana diye düşündüm ve dile getirdim. Sonra da öğrendim ki abi aslında 58 yaşında ve dünya turunu kendine 60. Yaş hediyesi olarak planlıyor… Bunu öğrenince tren özel güvenliği Çeto abinin bana dediği “La sen nası 32 yaşındasın, en az 36 gösteriyon” demesi daha bi koydu.

Eğlenceli ve 3-4 saat rötarlı geçen vapur seferinin ardınan Van’a vardık. Yeni kompartımanlarda birlikte oturmak istediğimiz 4 kişilik gruplarımızı belirleyip kompartımanımıza geçtik ve şu an itibariyle 7 kişiyiz :) Trende yeni insan tanıdıkça kopmak zorlaşıyor, şarkı türkü derken Ali trende bulduğu 21-22 yaşında ki iki Avusturalya’lı genci odaya getiriyor. Kıza sürekli evli misin, gözlerin çok güzel, yüzün çok güzel, çok tatlı bir insansın diyerek benim bunları çevirmemi istiyor ama yanlış olmasın Ali gerçekten bunları inanması güç biliyorum ama içinden geldiği için söylüyor. Başka hiçbir niyeti yok, ama tabi kız bunun farkında değil, gayet asıldığını düşünüyor. Irene’de öğleden sonra bir evlenme teklifi aldı ancak zaten evli olduğu için reddetmek zorunda kaldı. Evlenmeye meraklı bayanların hepsini İran’a davet ediyorum, kaynıyor burası!

Bu gece pek uyumak yok, saat 3 de Türkiye’den çıkış damgası yiyecez, 4 civarı falan da İran’a giriş damgası yiyecez. Sabat Tebriz’de uyanmak üzere, ben yatar!

 

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.